20 Nisan 2015 Pazartesi


Yakın zamanda paylaşmış olduğumuz yazımızın devamı niteliğinde olan Sherlock Holmes çıkarımlarının 2. yazısını sizlerle buluşturmanın zamanı geldiğini farkettik J

Sherlock Holmes kitaplarından, filmlerinden yapmış olduğumuz bu çıkarımlar insanların ya da çalışanların istemeyerek de olsa yaptığı ve dikkatlerden genellikle kaçan birkaç davranış şekline değinelim istedik burada.

Aşırı Özgüvenden Kaçınmak; Aşırı Özgüvenin bazen lehte görünen durumları bile olumsuza çevirebileceğini unutmamak gerektiğini Sherlock Holmes’un kendine olan güveninin zaman zaman yanlış kararlar verdirdiğine tanıklık ediyoruz. Elbette özgüven hem sosyal hem de iş hayatında doğru zamanlarda ve doğru konularda kendini gösterdiğinde fazlasıyla olumlu özellik taşısa da, bazen aşırı özgüvenin araştırmaktan, doğrusunu öğrenmekten, doğru zamanda doğru adımı atmaktan bizleri alıkoyacağını ve hiçbir yöntemin dört dörtlük olmadığını unutmamak gerekir.

Ayrıca biz İK’cıların gerek iş hayatının bütününde gerekse de iş görüşmelerinde dikkat ettiği ya da etmesi gereken bir başka konu da, teori ile pratik arasındaki uygulayış şekli olmalı. Sherlock Holmes okuyanlarımız bileceklerdir (okumayanlara da akıl yürütme oyunlarını geliştirmeleri için okumalarını tavsiye ederiz J ) neyi, nasıl uygulamamız gerektiğini bilmekle bunu gerçekten yapıyor olabilmek arasındaki ince çizginin farkına varabiliyor olmalıyız. Gerek yapmış olduğumuz iş görüşmelerinde gerekse uyguladığımız diğer tüm konularda gerçekten uygulamamız gereken yöntemi, hakkını vererek yapıyor muyuz?

Holmes düşünme tarzından öğrendiğimiz bir diğer ilke de, gözlemin başlangıç noktasıdır.  Detayları biriktirmeye başlamadan önce, hangi detayları biriktireceğimizi bilmemiz gerekir. Bunu iş, okul ya da özel hayatın her evresi için düşünebilirsiniz. Bir projeye başlarken, işyerinde yapacağınız bir sunum ve etkinlikte, özel hayatınızda yapacağınız bir organizasyonda vs. her neresi olursa olsun, elimizde olması gereken detayları doğru analiz etmemiz gerektiği.

Spesifik ve dikkatli motivasyonu da unutmamak gerekir bu noktada elbette. Zamanında hedeflerimizi belirleyip, buna göre rotamızı çizmemiz lazım. İK’cılar olarak yaptığımız iş görüşmeleri, hayata geçirdiğimiz projeler ve daha nice birçok konunun temelini oluşturan noktalardan biri aslında bu madde. İş görüşmesinde dikkatten yoksun İK’cıların adaylar üzerinde bıraktığı izlenim mi yoksa işini yaparken hakkını veremeyen biz İK’cılar olarak mı değerlendirmeliyiz en basitinden konuyu.
Tabiki bir çok nokta var daha değinilmesi gereken ve bizlerin öğrendiği, öğrenmekle kalmayıp hayatın birçok alanında uygulamaya çalıştığı. Mesela arada herkesin kendine sorması gereken sorular var araştırırken öğrendiğimiz.

      1.)  Başarmak istediğimiz şey ne?
      2.)  Ve başarı gelecek düşünce sürecimiz için ne anlama geliyor?

Bu soruların cevabını vermek, ilk etapta hepimizi zorlayacak ve bizleri bu soruların cevaplarını en doğru şekliyle vermek için düşünme haline itecek..

Ve Sherlock Holmes’cu düşünce biçiminden öğrendiğimiz temel şeylerden biri de: Bakmamanın ister istemez bulmamak anlamına geldiği. Ve bulmanın da ilk olarak nereye bakmak gerektiğini bilmekten geçtiği..

Umarız hedeflerimizi doğru belirlemek ve adımlarımızı bu uğurda daha sağlam atmak konusunda birilerine ışık olur bu yazı.


Doğru sorular ve cevaplar ile karşılaşacağımız güzel haftalar dileriz J



This is the most recent post.
Önceki Kayıt

0 yorum

Follow Me