Her çalışanın şirketinden dereceleri değişse de
beklentileri vardır. Gerek maddi gerek manevi bu beklentilerin en yoğun olarak
gün yüzüne çıktığı zamanın, zam dönemi olduğunu kim inkar edebilir ki! Yeni bir
zam döneminin yaklaştığı şu günlerde çalışanlar gözünden bir çalışmayı sizlerle
paylaşmak istedik..
Oranların kaç olduğu, bütçenin belirlenip belirlenmediği, akıllardan soru işaretlerinin kalkmadığı, İK dışındaki herkesin gözünüzün içine içine baktığı şu günlerde çalışanların beklentilerinin karşılaşınıp karşılanmadığı içselleştirilmiş bir takım soru yumağı elbette..
Planlanan ve gerçekleşen arasında, inişli çıkışlı bir
grafik bekler herkesi bu dönem… Elbette herkesin aynı anda mutlu olabildiği bir anı görebilmek
neredeyse imkansız.. Bunun en güzel açıklamasını A.V. Vroom, Bekleyiş Teorisi
adı ile yapmıştır. Psikolojide yer alan karşılığına kısaca değinecek olursak;
Bu modelin üç temel kavramı bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi Valens (valence) dir. Valens bir
kişinin bir gayret sarf ederek elde edeceği ödülü arzulama derecesini belirtir.
Bu modelin ikinci temel kavramı bekleyiştir. Bekleyiş kişinin algıladığı bir
olasılığı ifade eder. Bu olasılık belirli bir gayretin, belirli bir ödülle ödüllendirileceği
hakkındadır. Bu modelin üçüncü kavramı araçsallık (instrumentality) kavramıdır.
Araçsallık ise şunu ifade eder: Kişi belirli bir gayret ile belirli bir düzeyde
performans gösterebilir.
Bu teoriden de anlaşıldığı üzere kişi, performansının
karşılığını zamanı geldiğinde almak ve tatmin olmak ister. Tüm senenin
performans karşılığı olarak bakıldığından, beklentiler hayli yüksek..
Sevgili arkadaşlar! Beklentilerinizi düşürmenizi önermekle
başlayabiliriz ilk önce.. Her sene yaşanan krizin öngörüsü diyelim biraz buna..
Beklentileri
İçselleştirmek
Yıllardır görüp duymuşuzdur, her zam dönemi mukayeseleri
beraberinde getirir.. Herkes işini yapmakta olsa da; az çalışanla çok çalışan
farkı oranlara yansısın isteriz elbette.. Beklentileri içselleştirmek ,tüm
çalışanların istemli istemsiz naturel olarak yaptığı birşeydir.
Bekleyiş sonucu tatmin ve motivasyon düzeyi düşen çalışanlarda kopmaların kaçınılmaz olacağı 3-4 aylık dönemi görüyor olacağız yakın süreçte.. Yeteneklerine ve performansına güvenen, potansiyelini bilen aynı zamanda beklediğini alamamış çalışanlarda görülecek olan bu kopmalar, kimseyi şaşırtmamalı..
Beklediği karşılığı alamamış yetenekleri elde tutmak…
Her ne kadar dönem itibari ile ücret beklentilerinden söz ediyor olsak da, çalışanların beklentisinin sadece ücret olmadığı günümüzde, verilecek yan haklar, düzenlenecek eğitimler ve gelecek vaat eden terfilerin gündeme alınması gerekir işverenler tarafından.. Her çalışan tatmin olmak, performansının karşılığı olanı almak ister bir ölçüde.. Her ne kadar tüm çalışanlar karşılığını almak ister desek de, X kuşağının bu konuda daha kabullenici olduğu gerçeği kimse tarafından reddedilemez ama özellikle Y kuşağının iş dünyasında adının yoğun geçtiği bu son dönemde kuşaklar arası farkın farklılığını iyi yönetmek gerekir.
Peki bu kavram ne anlamı gelir bir bakalım.. Beklediğini
alamamış, çabasından ödün vermemiş çalışanın içinde kopan fırtına olur kimi
zaman..
Özellikle de perfomansına ve potansiyeline güvenen
çalışanlar; ne terfi, ne zam ne de başka bir motivasyon aracının yapılmadığını
gördüklerinde kendilerini arayışa itecek gücü bulmuş olacaklar. Unutulmamalıdır
ki, kendisine yapılan zamdan memnun olan çalışan bile bu içselleştirme sürecini
yaşayacaktır.
Peki
bu dönem sonu nelerle karşılacağız bir bakalım..
Bekleyiş sonucu tatmin ve motivasyon düzeyi düşen çalışanlarda kopmaların kaçınılmaz olacağı 3-4 aylık dönemi görüyor olacağız yakın süreçte.. Yeteneklerine ve performansına güvenen, potansiyelini bilen aynı zamanda beklediğini alamamış çalışanlarda görülecek olan bu kopmalar, kimseyi şaşırtmamalı..
Beklediği karşılığı alamamış yetenekleri elde tutmak…
Her ne kadar dönem itibari ile ücret beklentilerinden söz ediyor olsak da, çalışanların beklentisinin sadece ücret olmadığı günümüzde, verilecek yan haklar, düzenlenecek eğitimler ve gelecek vaat eden terfilerin gündeme alınması gerekir işverenler tarafından.. Her çalışan tatmin olmak, performansının karşılığı olanı almak ister bir ölçüde.. Her ne kadar tüm çalışanlar karşılığını almak ister desek de, X kuşağının bu konuda daha kabullenici olduğu gerçeği kimse tarafından reddedilemez ama özellikle Y kuşağının iş dünyasında adının yoğun geçtiği bu son dönemde kuşaklar arası farkın farklılığını iyi yönetmek gerekir.
Ve bu süreci doğru yönetemeyen işverenler, ufak
yatırımlardan tasarruf etmek isterken, kaçan balığın büyüklüğünün farkına zamanla
varacaklardır..
Herkesin
beklentilerine ulaşabilmesi dileğiyle :)
0 yorum