2015 girdiğimiz günlerin daha
başında olmamıza rağmen bu yılın İk açısından nasıl geçeceğini görmek ve
rotamızı buna göre şekillendirmek hem çalışan hem de kurumlar için kaçınılmaz
olacaktır.
Bu yılın gündem konuları her
zaman olduğundan daha yoğun olarak çalışanlara yönelik olacak ve bu
uygulamalara dikkat etmeyen şirketlerin yetenek kayıpları kaçınılmaz olarak
yaşanacağı gibi geriye gitme noktasında farkında olmadan adım atacakları aşikardır.
Gündem konularımızı şöyle sıralayabiliriz.
1. Çalışan Bağlılığı Yaratma
2. İç iletişim uygulamaları
3. Yeteneklerin Yönetilmesinde Farklılık Yaratma
4. Sürdürülebilir Olma
Çalışan Bağlılığı ve iç iletişim
uygulamaları belki önceki yıllarda da karşımıza çıkan kavramlardı ama bu yıl
bunu gerçekleştiremeyen şirketlerde işten ayrılışların daha yoğun yaşanacağının
sinyalini şimdiden verelim.
Peki ya yetenek yönetimi
uygulamalarına bile geçememiş şirketler varken fark yaratma ve sürdürülebilir
olma kavramı neden?
Bir çalışanın kendisini kurumuna
ait hissetmesi kurumu çok daha iyi temsil etmesi, kendini bütünün bir parçası
olarak görmesi anlamına gelir. İç iletişim çalışmaları ile sağlanan motivasyon,
gerek kurum içinde gerekse de dışında başarıyı getiren en önemli faktörlerden
biridir. Herkes birilerini, birşeyleri
yönetir. Ama önemli olan farkı ve farklılığı yönetebilmek olmalı bu yıl.
Birey yaşı kaç olursa olsun değer
görmek ister, yeri gelir eleştirel yaklaşmaya özen gösterir ancak son yıllarda
bu kadar Y kuşağının beklentilerinden söz ederken, Z kuşağına daha da eleştirel
bakacağının unutulmaması gerekir. Kuşak ne olursa olsun beklentilerin
karşılanmasının yanında sürdürülebilirlik olgusu işe ve işverene bakışı belirleyen
etken olarak göz çarpacak unsurların başında gelir.
Her zaman olduğu gibi işini en
iyi şekilde yapmak için uğraşan çalışanların artık kendilerine soracakları “Ben
işimi en iyi şekilde yapıyorum ama şirket benim için ne yapıyor” sorusu etkili
olacak. Sosyal bir varlık olan bireyin,
en çok zamanını geçirdiği yer olan işyeri, kendisine verilen değeri görmek
isteyeceği bir ayna görevi görecek özellikle bu sene.
Peki neden işveren bunu yapmalı?
Yapılan düzenli araştırma
sonuçlarının karşımıza çıkardığı sonuç; şirket bağlılığı yüksek çalışanların,
bağlılık düzeyi düşük çalışanlara kıyasla daha yüksek performans
sergilediğidir. Günümüz küresel ekonomi koşullarında, üretim verimliliğindeki
küçük bir gelişmenin dahi şirketinizin performansını ve rekabet gücünü olumlu
yönde etkileyeceği unutulmamalıdır.
İşveren bu konulara yönelirken
başka neler kazanır sorusuna hemen değinelim.
Çalışanların beklentilerinde
kendilerini geliştirmek ve motive etmek üzerine atılım yapan işveren veya
kurumlar bağlılık sağlar. Bağlılık neden bu kadar önemli sorusunu gelse de
akıllara, işverenin performansı yüksek bir çalışanı kaybettiğinde yeteneğin
kaybının getirdiği işgücü maliyetleri, ölçülebilen sonuçların da ötesindedir
bazen.
Zamanın yetenekleri yönetmenin de
bir adım ötesine geçtiği bugünlerde, çalışanlarına yatırım yapan, gelişen ve geliştiren
şirketler, başarılarını sürdürebilirken; sadece iş yapılsın, o gider başkası
gelir mantığında devam eden şirketler ise gözden düşmeye, yetenek kayıplarına
ve anlık başarılarla yetinmeye mahkum olacaktır.
Yeni bir yılda “FARK YARATANLARIN FARKINA VARMAK VE FARK
YARATABİLMEK” dileğiyle..
0 yorum